Ihtimaller üzerine- Gece yarısı kütüphanesi

By

Hani böyle bazen gerçekleşmemiş ihtimaller üzerine kafa yorup saatlerce düşünürüz ya… İşte ben zaman zaman bunu çok yapıyorum. O olasılıkların içine girip kafamda “acaba” sorularını döndürmeyi, hatta içinde kaybolmayı çok seviyorum. Bu olasılıklarda yaşayamadığım hayatlarda, farklı meslek grupları ve farklı kimliklerimle bambaşka yaşantılarım oluyor. Kulağa biraz garip geldiğinin farkındayım ama düşünsenize; şu an seçtiğiniz yolu seçmeseydiniz nasıl bir hayatınız olurdu?

Sorunun cevabı –detaylı düşünülmezse– aslında basit: Yaşayacağımız şey kaderimizde varsa onu zaten yaşıyoruz, sadece gideceğimiz yolu biz seçiyoruz. Bu yol bazen çok dolambaçlı oluyor, bazen dümdüz ayağınıza bir taş bile değmeden ilerleyeceğiniz bir yol oluyor, bazen de uçurumun kenarından yürümeniz gerekiyor. Şunu da göz ardı etmemek gerekiyor ki; seçtiğiniz yol ne olursa olsun her biri size başka dersler öğretiyor. Gittiğiniz o dümdüz yolda belki kişiliğiniz daha geç olgunlaşıyor ya da benliğinizi daha zor buluyorsunuz ama sonuca daha çabuk varıyorsunuz. O dolambaçlı yoldaysa belki 5 yılda öğreneceğiniz bir hayat dersini daha kısa bir sürede öğreniyorsunuz. Nihayetinde her bir farklı yol size çok şey katıyor; gideceğiniz yere bazen hızlı bazen de geç varıyorsunuz. Peki ya her bir olasılığı deneme şansımız olsaydı?

Geçen yıllarda, bu düşünceler içerisinde olduğum bir zaman diliminde Matt Haig’in yazdığı Gece Yarısı Kütüphanesi ile tanıştım. En çok satan kitaplardan biriydi, popüler kültürden pek hoşlanmadığım için almayı ve okumayı hep reddetmiştim. Ancak bir gün bir alıntı gördüm ve ben bu kitabı okumalıyım dedim:

“İstemek yoksunluk demektir, istemeyin yaşayın”

Benim sorguladığım ve düşündüğüm bu bakış açısı bana direkt Gece Yarısı Kütüphanesi’ni hatırlattı. Kitaptaki kahramanımız Nora, hayatında aslında hep merak ettiği farklı hayat biçimlerini deneyimleme şansı buluyor ama sonunda anlıyor ki hiçbir ihtimal kusursuz değil, hayatta hep bir pürüz var. “Daha fazlasını istemek” yerine, yaşadığı tek hayatı kabullenmek ona gerçek huzuru veriyor.

Nora, kendi seçimlerinin farklı sonuçlarını görebildiği bir kütüphane ile karşılaşıyor. Yani bahsettiğim gibi aslında o da sadece kafasında kurduğu “acaba başka bir yol seçseydim nasıl olurdu?” sorusunu, gerçekten yaşıyor. Bir nevi alternatif hayatlar üzerine bir yolculuk gibi düşünebiliriz.

Dediğim gibi kitabı okumadan önce de düşünüyordum okuduktan sonra da çok düşündüm. Ben de küçükken her çocuk gibi binbir türlü mesleği istiyordum aklıma bu mesleklerden birini seçtiğim ihtimal geldi çocuk doktoru, yazar ? Ya da lise tercihinde yaptığımız bölüm seçimleri, dil yerine tm seçsem ve farklı bir bölüm okusam ne olurdu? Sonra üniversite tercihlerimi düşündüm, sonra erasmus yaptığım zamanı, Almanya’da kalsaydım ne olurdu? Bu olasılıklara girdiğiniz anda binbir çeşit yol çıkıyor önünüze ama şu an şu yolu seçtiysek vardır bir sebebi.

Bazen sürekli istemekle, hayatın bize verdiklerini kaçırıyoruz. Daha çok başarı, daha çok para, daha çok mutluluk… Hep bir sonraki ihtimale koşarken, aslında şu an elimizde olanın tadını çıkarmayı unutuyoruz. Oysa istemek, bir yoksunluk duygusu ile beraber geliyor. Bir şeyi istemek, onun bizde olmadığını hatırlatıyor.

Alıntıda da “İstemeyin, yaşayın” derken de aslında şuanın gücünü hatırlatıyor bize. Elimizde olmayanları düşünmek yerine, elimizdekilerin farkına varmak… Kaybolan ihtimallerin peşinde koşmak yerine, yaşadığımız tek ihtimal olan bugünü değerli kılmak.

Hayat bazen sonsuz ihtimal sunuyormuş gibi görünse de aslında elimizde sadece bir tane gerçek yol var o da yaşadığımız an. Kaçırdığımız fırsatlara, seçemediğimiz yollara ya da “acaba”lara çok fazla takıldığımızda, var olan hayatımızın değerini görmezden geliyoruz. Sıradanlaştırıyoruz bir şeyleri. Oysa attığımız her adım, yaptığımız her seçim bizi bir şekilde şuan ki bize dönüştürüyor.

Belki de mesele, hangi yolu seçtiğimizden çok, seçtiğimiz yolda nasıl yürüdüğümüzdür. Çünkü her ihtimalin içinde mutlaka bir eksiklik hissedeceğiz ama kendi yolumuzda eksikliklerimizle var olmayı seçtiğimiz anda tamamlanmış olduğumuzu anlayacağız.

Posted In , ,

Yorum bırakın