Bahar ayının daha doğrusu Mart ayının gelmesiyle birlikte “Marteniçka” yani bileğe kırmızılı beyazlı bileklikler takılmaya başlandı. Peki yıllardır sürdürülen bu geleneğin anlamını ve nereden geldiğini biliyor musun? O zaman gel beraber bakalım neymiş bu marteniçka…
Ben marteniçkayı yaklaşık 4-5 yıl önce bir arkadaşımdan duymuştum. Kendisi bana marteniçkanın onlarda bir gelenek olduğunu söylemişti. Ve Mart ayının başında takıldığını ayrıca Mart ayı içerisinde leylek görüldüğünde hemen bir bahar ağacının dalına bağladıklarını anlatmıştı. Sonra aslında marteniçkanın eski bir Trakya ve Balkan kültürünün geleneği olduğunu öğrendim.
Marteniçka,1 Mart itibariyle bileğe bağlanıyor. Bu onlar için bir çeşit bahar ritüeli. Şubat ayının sonunda leyleklerin göç için yola çıktığı biliniyor. Bu yüzden de leyleklerin göç için yola çıkması baharın gelişinin bir göstergesi olduğundan Mart ayında senenin ilk leyleği görüldüğünde de marteniçka, bileklerden çıkarılıp meyve veren bir ağaca bağlanıyor. Ve böylece dilenen dileklerin de gerçekleşeceğine inanılıyor.
Ben, o yıl o arkadaş grubum ve kendim dışında hiç kimsede marteniçka görmedim. Gerçi şu an olduğu kadar popüler de değildi. Hatta o zamanlar yaşadığımız şehirde marteniçkayı geçtim, kırmızılı beyazlı hazır ip bile yoktu. Bu yüzden arkadaşım kırmızı ve beyaz ipler alıp birbirine dolamıştı ardından da biz marteniçkalarımızı bileklerimize takmıştık.

Bu yazıyı yazmaya karar verirken “Acaba bildiğimin dışında farklı bir hikayesi var mı?” diye ufak bir araştırma yaptım ve bunları da sizlere aktarmayı çok isterim:
“Baharın gelişi sebebiyle geleneksel Baba Marta (Marta Nine) günleri başlar. Çok eskilere dayanan Baba Marta, Bulgaristan’a has bir gelenektir. Bu günde Bulgarlar yakınlarına ve arkadaşlarına “martenitsa” olarak adlandırılan sembolleri, yıl boyu sağlık ve güç dileğiyle hediye ederler. Âdete göre, martenitsalar kırlangıç veya leylek görünceye kadar taşınırlar.
Marteniçkalar el yapımıdır, asla satın alınamaz, yalnızca hediye edilebilir, mütevazı bir dilekle bileğe bağlanır. Baharda çiçek açan ilk ağaç dalına bağlanır ve yeterince beklenirse dilek mutlaka gerçekleşir.
Bu bayram, Bulgarcada “Çestita Baba Marta!” şeklinde kutlanır. Baba Marta – Marta Nine, günümüze kadar korunmuş en saygın geleneklerdendir. Bu takılar, meyve ağaçlarına, evlere, ev hayvanlarına da takılırlar. Bu şekilde yeni başlayan tarım yılının da bereketli ve verimli olması için dilekler tutulur. Marteniçkalarda kullanılan beyaz renk uzun ömrü, kırmızı renk ise sağlık ve gücü temsil eder.”
Ne kadar da değerli bir gelenek haline gelmiş. Günümüzde de Türk toplumu olarak bu geleneği sürdürmeye devam ediyoruz. Özellikle renklerin de birer anlam taşıması bu kültürün ne denli önemli ve uzun yıllardır süregeldiğinin de bir göstergesi…
Sevgili okuyucu o zaman sana uzun, sağlıklı bir ömür diliyorum, eğer hala marteniçkanı takmadıysan takmayı unutma!


Yorum bırakın