Şubat Ayı ve Dil Eğitimi

By

Selamlar herkese ! Bu sefer şunu yaptım bunu yaptım diye yazabileceğim bir ay olmadı benim için. Aslında bu bir şey yapmama olayı biraz bende de kaynakladı okul bitti ödevler sorumluluklar bitti diye baya koyverdim hayatımı. Fiziksel olarak hiçbir şey yapmadım. Fiziksel olarak diyorum çünkü kitap okumadım, dizi izlemedim sadece yemek yiyip yattım ve kendimle kaldım bütün bir şubat ayımın da özeti bu aslında. Yaptığım bir iki şeyi unuttum pardon; kendime bir atkı ördüm ve bir de tuval yaptım. Anlattıklarım dışında ayrıca çok tatlı planlar yapmaya çalıştım hatta hala daha çalışıyorum, bazı girişimler için de çabaladım diyebilirim. Çabaladım diyorum çünkü başarısızlıkla sonuçlandı fakat bunun beni yıldırmasına izin vermiyor, var gücümle çabalamaya devam ediyorum. Umarım düşündüğümüz hayal ettiğimiz her şey başarılı bir şekilde olur.

Son zamanlarda bazı durumlardan dolayı İngilizceyi halletmem şart oldu bu yüzden hazır okul da başlıyorken İngilizceye de yeniden çalışmaya başlayacağım. Daldan dala atlıyorum farkındayım ama yazının geri kalanında dil öğrenirken yapmayı hedeflediğim bazı şeyleri buraya yazacağım, mutlaka lazım olur size de.

Dil Öğrenmeye Nereden ve Nasıl Başlanılmalı?

Öncelikle ben bir eğitimci değilim yazacaklarım, uyguladığım ve de uygulamayı istediğim şeylerden oluşacak. Buraya da naçizane tavsiyelerimi bırakacağım.

Dil öğrenmeye başlarken öğreneceğiniz dil zorunluysa da bunu zorunlu değil, isteyerek yapın çünkü bir şeyi yapmayı ne kadar istemezseniz öğrenmek ve anlamak da o kadar zor gelir. Ne dili öğrenebilirsiniz ne de süreçten keyif alırsınız (yaşamış biri olarak söylüyorum) .

İlk olarak öğrenmeyi keyifli hale getirebilmek için şarkılardan başlayabilirsiniz mesela şarkının sözlerini çıktı alarak hem şarkıya eşlik etmeye çalışmak hem de daha sonrasında sözlerini kendiniz çevirmeye çalışmak oldukça eğlenceli olacaktır. Benim küçükken İngilizceyi öğrenme serüvenimde çok sevdiğim İngilizce hocam böyle öğretmeye başlamıştı ve böyle sevdirmişti herkese. Ayrıca bazı sözcüklerin aksanını da şarkılar sayesinde öğrenmiştim.

İkinci bir yolu da yabancı dizilerle öğrenmek; yine herkesin de bildiği “ya böyle dil öğrenilmez, çok saçma” denilen ama bence başarıyla sürdürüldüğünde kısa olmasa bile uzun vadede sağlıklı bir yöntem. Fakat öyle Türkçe altyazıyla falan yapmayacaksınız o işi ya izlediğiniz dizi dilinin altyazısı olacak ya da Google Chrome’dan Netflix’in “language learning with Netflix” eklentisini indireceksiniz. Altyazı hem izlediğinin dizinin dilinde hem de kendi dilinizle olacak.

Bu iki yol bence herkesin bildiği fakat pek yeterli bulunmadığı için yapılmayan yollar.

Dil Öğrenirken Yazmanın Önemi

Ben görsel zekaya sahip olduğum için yazmayı çok seviyorum yani eğer öğreneceğim şey yazmamı gerektirecek ve benim için de önemliyse mutlaka yazarım. Dolayısıyla dil öğrenirken de hep yazarım. En basitinden mesela bir kelime öğreniyorsam elimden geldiğince o kelimenin isim hali sıfat hali fiil hali zarf hali yanına ilgeç aldıysa o hali hepsini yazmaya çalışırım. Hatta bir de asıl önemli olanı kelimenin eş anlam ve zıt anlamlarını da yazmak ve cümle içinde asıl sözcüğü kullanmak, ayrıca kelime öğrenirken söyleniş biçimini, telaffuzunu dinlemek de oldukça önemli. Ben mesela bu son yazdığım cümleyi yapmıyorum kendimde eksik olduğum bir durum. Bu söylediklerimin hepsi yazmayla gelişecek bir şey bence. Ha bir de bol bol deneme yazmak ya da yazmaya çalışmak. Çevrenizde mutlaka dili sizden daha iyi olan arkadaşınız vardır ona sorarak yazdığınız yazıyı değerlendirmesini de isteyebilirsiniz mesela.

Yanlış Bilinen Bazı Gerçekler

Yeni yeni farkına vardığım bir gerçek var; öğrendiğin bir dili konuşmak bol bol pratik yapmaktan geçiyor fakat öyle sadece öğrendiğiniz dili konuşan biriyle pratik yapmaktan bahsetmiyorum. Tabi ki bu da bir etken fakat başlıca sorun bu değil bence, sizin ne kadar çabaladığınız önemli. Geçenlerden önemli bir İngilizce mülakatım vardı ve öyle oturup çalışmaya da zamanım yoktu. Nasıl oldu bilmiyorum ama bir şekilde oldu ve konuşabildim yeterli değildi belki ama o anlık günü kurtardım. İşin en güzel kısmı artık daha fazla çabalarsam olacakmış özgüveni geldi ve aslında zorunda kaldığımız zamanlarda çat pat da olsa denememiz gerektiğini öğrendim bu süreçte. Ha mülakat sonucu ne oldu derseniz olmadı fakat asıl sorunun ne olduğunu ve neyin üzerine gitmem gerektiğini artık daha iyi biliyorum. Bu açıdan bana harika bir ders oldu.

Ve aslında en başında söylediğim ama değinmediğim konuya geliyorum yüksek sesle bol bol öğreneceğiniz dilde kitap okusanız ya da öğrendiğiniz kelimelerin telaffuzunu dinleseniz bile konuşma yolunda büyük bir adım atarsınız, illa biriyle pratik yapmanıza gerek yok.

Bir dili oluşturan şey gramer tabi ki ama konuşmada grameri umursamadan konuşmak daha önemliymiş. Ben hep bildiğim şeyleri cümlede kullanmaya çalıştığım için ve düşünerek konuştuğum için çok zorlanıyordum. Konuşmak, öğrendiğim dillerdeki başlıca bir sorun olmuştu benim için ama bunu kökünden çözmeye karar verdim. Bunun böyle olduğunu kabullenmektense bununla bu sorunla savaşıyorum bence en önemli şeylerden biri de bu; olaylardan kaçmamak savaşmak.

Kelime Kartları

Sanırım bir dil öğrenirken yapmayı en sevdiğim şeylerden biri de kelime kartları hazırlamaktı. Hala da öyle ve bunu büyük bir ciddiyetle yapıp gerçekten yaptığınız kartlara da çalışırsanız inanılmaz faydasını görürsünüz. Ben zamanında çok gördüm şuan Almancada bildiğim kelimelerin çoğunu bu sayede öğrendim.

Bu yazının burada sonuna geliyoruz, umarım hoşunuza gitmiştir ve size yararlı olmuştur. Ayrıca yazı da dil kitaplarından bahsetmedim çünkü herkes az çok biliyor zaten. Benim dil öğrenirken yaptığım ve yapmayı düşündüğüm şeylerin hepsi bu yazı da mevcut. Sizinde aklınıza başka fikirler geliyor ya da başka şekilde dil öğreniyorsanız benimle paylaşabilirsiniz. Bir dahaki yazı da görüşmek üzere!

Yorum bırakın